Etkin Vatandaşlık Ve Sorumlu Yönetimin Yol Ayrımında Türk Kamu Yönetiminde İdari Usul Kanunu

Öz

Devletin üç temel organı yasama, yürütme ve yargıdır. Yasamanın işleyişi Anayasa ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ile belirlenmiştir. Yargı faaliyetleri ise yargılama usulü yasalarıyla düzenlenir. Ancak, yürütmenin (idarenin) hangi usul ve esaslarla faaliyet göstereceğine dair genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İdarenin görevini yerine getirme şekli ile vatandaşların temel hakları arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kamu gücü ve ayrıcalıklara sahip olan idarenin, hukuk devleti ilkesi çerçevesinde faaliyetlerini yürütmesi, yasalarla belirlenmiş usul kurallarının varlığına bağlıdır. Yürütme, yasama ve yargıdan farklı olarak vatandaşlarla doğrudan ilişki içindedir. Ancak, yürütmenin işleyiş kuralları uzun süre belirsiz kalmış ve bu nedenle kapalılık ve gizlilik esaslarına göre faaliyet göstermiştir. 20. yüzyıl ile birlikte idarenin işleyişi yasalarla düzenlenmeye başlanmış ve bu süreç her ülkede kendine özgü şekilde ilerlemiştir. Türkiye ise idari usulün düzenlenmesi konusunda hala gel-gitler yaşamaktadır. Türk kamu yönetimi, modern kamu yönetiminin sorumlu, hesap verebilir ve şeffaflık ilkelerine geçiş sürecinde zorluklar yaşamaktadır. Bu çalışmada, Türkiye'de idari usul kanununun önemi, rolü ve bu kanunun Türk kamu yönetimindeki serüveni ele alınmakta; değişen koşullar çerçevesinde idari usul kanununun gereksiniminin nasıl evrilebileceği değerlendirilmektedir.